Bloga geri dön
2019’un Aralık ayında başlayan COVID-19 pandemisi, küresel ölçekte radikal bir dijitalleşme ihtiyacını gün yüzüne çıkardı. Bankacılıktan eğitime, sağlıktan tedarik zincirine kadar birçok alan, fiziksel ortamlardan dijital platformlara taşınmak zorunda kaldı. Bu geçişin merkezinde ise iletişim yer aldı: Normal koşullarda yüz yüze gerçekleşen etkileşimler, ani ve zorunlu bir şekilde telekomünikasyon kanalları üzerinden yürütülmeye başlandı.
Tam da bu noktada bulut bilişim teknolojileri, telekom sektörünün adaptasyon kapasitesini belirleyen en kritik faktörlerden biri hâline geldi. Depolama, işlem gücü ve altyapı gibi bilişim kaynaklarının, internet üzerinden, ihtiyaca göre ve talep üzerine sunulması olan bulut bilişim, bireylerin ya da kurumların fiziksel sunucular satın alıp yönetme yükünü ortadan kaldırıp, yalnızca kullanılan kaynak kadar ödeme yapılmasına imkân tanıyan bir teknolojidir.
Pandeminin getirdiği zorunlulukla iletişim altyapısına yüklenen ani ve yoğun veri trafiği, klasik altyapıların kapasitesini hızla zorladı. Telekomünikasyon şirketleri, bu artan yükü karşılamak ve hizmet sürekliliğini sağlamak adına altyapılarının önemli bir kısmını bulut tabanlı çözümlerle ölçeklenebilir hâle getirdiler. Fiziksel veri merkezlerine yapılan yatırımlar yerini, bulut üzerinden sağlanan esnek kaynak kullanımına bıraktı. Böylece ağ operatörleri, hem maliyetlerini optimize etti hem de hızlı ölçeklenebilirlik avantajı elde etti.
Bulut Modelleri: Telekomünikasyonun Yeni Operasyon Zemini
Telekomünikasyon sektörünün artan dijitalleşme ihtiyacına cevap verebilmesi, sadece altyapı yatırımları ile değil, aynı zamanda doğru hizmet modelinin seçilmesiyle de mümkün oldu. Bulut bilişim temelde üç hizmet modeliyle çözüm sunar: Hizmet olarak altyapı (IaaS), hizmet olarak platform (PaaS) ve hizmet olarak yazılım (SaaS). Bu modeller, telekom operatörlerinin hem iş süreçlerini optimize etmelerine hem de yeni hizmetler geliştirmelerine olanak tanır.
"Hizmet olarak" tanımı genellikle hizmet modelinin bulutta üçüncü bir tarafça sunulduğu anlamına gelir. Başka bir deyişle, şirket içi bir veri merkezinden herhangi bir donanım, yazılım, araç veya uygulama satın alınması, yönetilmesi veya kullanılması gerekmez. Bunun yerine, bir internet bağlantısı üzerinden ihtiyaç duyulan şeye talep üzerine erişmek için basitçe bir abonelik ücreti ödenebilir veya tüketime göre ödeme yapılabilir (kullandıkça öde).
● Hizmet Olarak Altyapı (IaaS / Infrastructure as a Service) Sunucunun, depolama ve ağ gibi altyapı kaynaklarını internet üzerinden sağladığı modeldir. Telekom şirketleri, fiziksel sunuculara, veri merkezlerine ya da donanıma yatırım yapmak yerine, ihtiyaç duydukları işlem gücü, veri depolama ve ağ kaynaklarını bulut sağlayıcılarından kiralayarak operasyonlarını hızlı ve esnek şekilde yönetebilirler.
● Hizmet Olarak Platform (PaaS / Platform as a Service) Yeni nesil iletişim uygulamalarının geliştirilmesi ve dağıtımı için gereken altyapı ve
yazılım araçlarını hazır bir platform olarak sunan bu model, telekom şirketlerine büyük bir zaman ve maliyet avantajı sağlar. PaaS ile operatörler, uygulama geliştirme, test ve entegrasyon süreçlerini fiziksel altyapıya ihtiyaç duymadan gerçekleştirebilirler.
● Hizmet Olarak Yazılım (SaaS / Software as a Service) Müşteri hizmetleri, faturalama sistemleri veya iç iletişim platformları gibi alanlarda kullanılan uygulamalar, SaaS modeliyle bulut üzerinden sunulabilir. Bu model, yazılımın kurulum, güncelleme ve bakım yükünü ortadan kaldırarak kullanıcıların yalnızca hizmeti kullanmaya odaklanmasını sağlar.
Bu temel modellerin dışında da çeşitler vardır. Her bir model, telekomünikasyon altyapısının farklı katmanlarına yönelik çözümler üretir. Bu sayede hem işletim verimliliği artar hem de yeni hizmetlerin pazara sunulma süresi ciddi biçimde kısalır. Bazı altyapı çözümlerinin farkları aşağıdaki gibidir:
Telekom Sektöründe Bulut Uygulamaları
Bulut bilişim, telekomünikasyonun sadece teknik altyapısını değil, iş yapış biçimini de yeniden şekillendirdi. Yüksek bant genişliği taleplerine, artan kullanıcı beklentilerine ve karmaşık ağ yapılarına hızlı yanıt verebilmek için sektördeki birçok oyuncu artık bulut tabanlı çözümleri merkezine almaktadır.
Ağ Yönetimi ve İzleme Sistemleri
Günümüzde milyonlarca kullanıcıya kesintisiz hizmet vermek, sabit bir fiziksel altyapıyla mümkün değil. Telekom operatörleri, ağ trafiğini gerçek zamanlı izleyip analiz edebilen bulut tabanlı sistemlerle, sorunları önceden tespit edebilmekte ve müdahale süresini önemli ölçüde azaltabilmektedir. Bu sistemler, geleneksel izleme yazılımlarına kıyasla daha esnek ve ölçeklenebilir bir yapı sunar. Bu da maliyet düşürücü bir etki sağlar.
Ayrıca, bulutlar güçlü ağ güvenliği sayesinde CSP'lerin (Content Security Policy / İçerik Güvenliği Politikası) tüm süreçlerin verimli bir şekilde çalışmasını ve korunmasını sağlamak için en iyi güvenlik uygulamalarını birleştirmesine yardımcı olabilir. Bu tür güvenlik önlemleri arasında L4-L7 bağlantıları (TCP ve UDP'yi içeren bir taşıma katmanı olan hizmet ağı ile uygulama katmanındaki trafiğin dağıtımına yardımcı olan hizmet ağı), VPN'ler ve web uygulama güvenlik duvarları bulunur.
Bulut bilişim teknolojilerin telekomünikasyon alt yapısına uyarlanmasındaki bir başka fayda ise sundukları veri yedekleme hizmetlerinin telekomünikasyon şirketlerinin karşılaşabileceği fiziksel kazalar (elektrik kesintisi gibi) sırasında hizmetlerini ayakta tutmasına yardımcı olmasıdır. Talebin aşırı arttığı dönemlerde veya sistem arızası durumunda da sistemlerin dayanıklılığını artırır.
Yeni Hizmet Fırsatları Sunabilme Avantajı
Bulut bilişim hizmetleriyle, CSP'ler sundukları hizmet setini genişletebilir ve dijital hizmet sağlayıcılara (DSPs / digital service providers) dönüşebilirler. Turkcell Bip uygulaması gibi bulut tabanlı iletişim uygulamaları, herhangi bir kullanıcıyı mesajlaşma, görüntülü arama ve çevrimiçi konferans aracılığıyla internete bağlı herhangi bir cihaza bağlayabilme özelliğiyle, telekom şirketleri müşteri deneyimlerini geleneksel telekomünikasyon şirketlerine kıyasla önemli ölçüde iyileştirebilir.
5G Altyapısının Bulutla Desteklenmesi
5G teknolojisi, bant genişliğini arttırarak sürekli bağlantıda kalmayı, mobil teknolojilerdeki düşük gecikme sürelerini ve yüksek kalitede veri aktarımını destekleyen bir teknolojidir. Akıllı ev teknolojileri, tıbbi cihazlar, zirai araçlar gibi ürünlerin iletişiminde de kullanılan nesnelerin bulut üzerinden birbiriyle iletişimi (IoT / Internet of Things), endüstrilerde 5G teknolojisi sayesinde daha yaygın ve gelişmiş biçimde yer alması beklenmektedir. Bu da geleneksel merkezi altyapının ötesinde bir mimari gerektirmektedir. Bulut destekli 5G altyapıları, çekirdek ağın (core network) sanallaştırılması ve uç bilişim (edge computing) ile daha esnek hale gelmektedir. Örneğin, sanal baz istasyonları sayesinde trafik yoğunluğuna göre hizmetler dinamik olarak ölçeklenebilir.
Abonelik Sistemleri ve Kullanıcı Deneyiminde Bulut Katkısı
Faturalama, paket yönetimi, müşteri hizmetleri gibi kullanıcı odaklı sistemler artık büyük ölçüde bulut üzerinde çalışır. Bu sistemlerin buluta taşınması, kullanıcı deneyimini kişiselleştirmeyi, hizmet sunumunu hızlandırmayı ve müşteri memnuniyetini artırmayı mümkün kılar. Örneğin, abonelerin internet tüketim alışkanlıklarına göre anlık kampanyalar sunmak, sadece bulut destekli analiz sistemleriyle mümkün hale gelmiştir. Turkcell Paycell
platformu bu gelişmeye örnek olarak gösterilebilir. Aynı zamanda Lifebox gibi bulut depolama hizmetleri de abonelerin kişisel verilerini güvenle saklayarak, cihaz bağımsız erişim imkanı sunarak burada örnek gösterilebilir.
Bulut Bilişimin Uyarlanmasındaki Zorluklar
Telekom sektörü artan müşteri taleplerini karşılamaya, yeni teknolojileri benimsemeye ve rekabetçi kalmaya çalışırken güncel zorluklarının yanında kendilerine bulut bilişim altyapısını uyarlarken de çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalabilmektedir.
Öncelikle, kuruluşlar bulut stratejileri arasından kendi hizmetlerine en uygun stratejiyi seçmelidir. Bu tür karmaşık altyapılara sahip kuruluşlar genellikle hibrit veya çoklu bulutları kullanır. Her iki seçenek de tek bir sağlayıcıya bağımlılığı en aza indirmeyi, genellikle maliyetleri düşürmeyi ve esnekliği artırmayı hedefler. Hibrit şema, hibrit bulutun tüm bileşenlerinin birlikte çalıştığı özel ve genel bulutların kullanımını içerir. Çoklu bulutlar ise tam tersine birden fazla genel bulut hizmeti kullanır. Çoklu bulutlar farklı görevler için kullanılsa da genellikle şirket içi fiziksel, sanal ve özel bulut altyapısıyla birlikte çalışırlar. Bununla birlikte bulut sağlayıcılarının da dikkatli seçilmesi gerekir. Bulutlar farklı özellik ve koşulları sağlayabilirler.
Yeni bir bulut altyapısına geçişte zamanı yönetmek zor olabilir ve geçiş çok fazla çaba gerektirebilir. Belirli bulut sağlayıcıları ve sağladıkları özellikler ve bileşenler (veritabanları, yerel izleme sistemleri ve çeşitli araçlar) gibi çok sayıda ayrıntıyı göz önünde bulundurmak gerekir.
Dahası, bulut ortamlarında esnekliği sağlamak, veri merkezindeki bileşenin dikkatle düzenlemesini gerektirir. Hizmetleri derlemek ve denetlemek zordur çünkü dağıtılmış hizmetlerin yaşam döngüsü genellikle tek tek konteynerlere kıyasla daha karmaşıktır. Şirket ihtiyaçlarına en uygun derleyici yazılımı seçmek gerekir.
Güvenlik konusunda bulut bilişim sistemleri güçlü olsa da hassas kurumsal veriler çoğunlukla fiziksel bir şirket içi bulutta, eş konumlu sunucularda veya bir VPN'de olsun, özel bir bulutta depolandığında daha iyi güvence altına alınır. Yani ek güvenlik önlemleri her zaman faydalıdır.
Verilerin aktarılması sırasında veriler, DDoS ve MitM gibi saldırılara karşı savunmasız olabilir. Verileri korumak için bulut mimarisine yazılım şifreleme ve donanım güvenlik modülleri eklenmelidir.
Günümüzde enerji tüketimi ve sürdürülebilirlik bilinci artarken, bulut sistemlerin yaygınlaşmasıyla enerji tüketiminin artma potansiyeli de dikkat çekmektedir. Bir veri merkezinin enerji tüketimi 25.000 hanenin tükettiği enerji miktarına eşdeğerdir (Kaplan J, Forrest W, Kindler N. Revolutionizing data centre energy efficiency). Veri merkezleri, sera gazı emisyonlarına önemli ölçüde katkıda bulunmakta ve yüksek karbon ayak izlerine (yıllık %11 oranında artan 43 milyon ton CO2/yıl) neden olmaktadır (Lima J. Data centres of the world will consume 1/5 of Earth's power by 2025). Ancak, bu zorlu tabloya rağmen, büyük bulut sağlayıcıları (Google, Amazon, Microsoft vb.) enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik için ciddi yatırımlar ve çalışmalar yapmaktadır. Teknoloji ve iletişim firmaları Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmakta; örneğin Google, veri merkezlerinin %100’ünü yenilenebilir enerjiyle çalıştırma hedefine sahiptir. Turkcell de işletmelere enerji denetimi sağlayan bir IoT uygulaması sunmaktadır. Ayrıca, yerel sunucularda genellikle düşük kullanım oranlarında enerji israfı yaşanırken, bulut ortamında kaynaklar dinamik olarak paylaşıldığı için sunucu kullanım oranları artar. Bu da toplam enerji tüketimini azaltır. 2022 yılında yayımlanan 'Energy efficiency in cloud computing data centers: a survey on software technologies' makalesine göre, IoT tabanlı veri entegrasyonu, yenilikçi hibrit TCN, GRU, N-Beat modelleri ve Martı Optimizasyon Algoritması (SOA) gibi yaklaşımlar, elektrik giderlerinde ortalama %24,87'lik önemli bir azalma sağlamaktadır. Dolayısıyla, bulut bilişimdeki gelişmeler ve enerji verimliliği üzerine yapılan çalışmalar henüz yeni olsa da, bu alandaki iyileşme potansiyeli oldukça yüksektir.
Bahsedilen zorluklara rağmen bulut bilişim teknolojileri, telekomünikasyon altyapısını sadece desteklemekle kalmamış, onu yeniden tanımlamıştır. Hem bireysel kullanıcılar hem kurumsal müşteriler için esneklik, hız ve güvenlik sağlayan bu sistemler; iletişim altyapısında dönüşümün temel dinamiği hâline gelmiştir. Gelecekte 5G, yapay zeka ve edge computing gibi teknolojilerle daha derin entegrasyonlar beklenmektedir. Bu nedenle, bulut stratejilerini benimseyen şirketlerin yalnızca günümüze değil, geleceğe de hazırlanmakta olduğunu söylemek mümkündür.
Kaynakça
● veevees.info/blog/bulut-ve-bulut-guvenligi
● Energy efficiency in cloud computing data centers: a survey on software technologies Avita Katal, Susheela Dahiya, Tanupriya Choudhury
● 5G Networks: Background, Issues and Security, Max HEMMINGS (Editor) ● Energy-efficiency and sustainability in new generation cloud computing: A vision and directions for integrated management of data centre resources and workloads Rajkumar Buyya, Shashikant Ilager, Patricia Arroba
● www.apriorit.com/dev-blog/760-cloud-benefits-and-nuances-of-cloud-computing-for-telecom
● https://cloud.google.com/learn/what-is-cloud-computing
● https://cloud.google.com/discover/types-of-cloud-computing
● https://cloud.google.com/learn/paas-vs-iaas-vs-saas